Blog

Ne zayıflarken ne de günlük yaşamda, gıdaların kalori

değerlerini saymanızı veya porsiyonlarınızı tartmanızı

önermiyoruz. Beslenmede esas alınan, gıdaların kalorileri

değil,

1) Besinlerin içerdikleri biyolojik değerler

2) Bu besinlerden vücudun biyoyararlanımı

3) Besin bileşenlerinin dengesini sağlamaktır olmalıdır.

Örnekleyecek olursak: Bir öğünde bir ölçü protein ya

da karbonhidrat tüketirseniz, dengeyi sağlamak için aynı

öğünde 4 ölçü vitamin yani sebze tüketmelisiniz. Oysa kalori

hesabına göre beslenirseniz, bir öğünde tüketeceğiniz

kalorinin tamamını sadece protein ya da sadece karbonhidrat

üzerinden almak mümkündür. Fakat bu bizim önerdiğimiz

bir beslenme şekli değildir. Çünkü bu tarz protein,

karbonhidrat, vitamin, yağ, mineral, eser elementler ve

lifler yönünden dengesiz bir beslenme şekli, vücudunuzun

kendi dengelerini bozup daha sonra istemediğiniz birçok

başka yan etkiye sebep olabilir.

Her yiyecekten alınan eşit miktardaki kalori değeri, nitelik

bakımından da birbirine eşit değildir, farklı özelliklere

sahiptir. Kalori sayma ile zayıflamanın gerçekleşmediği artık bilinen bir gerçek. Üstelik demode. Bu yöntemde kaloriler, sadece nicelik yönünden ele alınır ve nitelikleri önemsenmez. Oysa biz beslenmenizi hem nitelik, bioyararlılık

hem de nicelik yönünden önemsiyoruz. Çünkü

sayısal olarak aynı kalori değerindeki bir kurabiye ve sebze

çorbasını nitelik yönünden kıyaslarsak, kurabiyedeki trans

yağlar, şeker ve beyaz un içerdikleri birçok serbest radikallerle

vücudunuzu hem asitlendirir hem kireçlendirir hem

de yangıları (inflamasyon- mikropsuz iltihapları) arttırırlar.

Hâlbuki aynı kalori değerindeki sebze çorbasından bol

miktarda alınan antioksidan, vitamin ve mineraller, vücudunuzu

arındırır, lifleri sayesinde bağırsaklarınızı çalıştırır,

üstelik alkali özellikleri nedeniyle vücudunuzdaki asit-baz

oranını dengeler. Böylece kireçleri ve vücutta birikmiş olan

iltihapları da çözerler. Yediklerinizin bağırsaklarınızdaki

mikrobiyotaya etkisini ise ayrıca ele alacağız.

Yalnızca kalori hesabına göre yapılan bir beslenme fizyolojik

açıdan da vücudunuza uygun değildir. Önemli olan

nokta, besin maddesinin sahip olduğu kalori değeri değil,

vücudunuzda sindirildikten sonra verdiği sağlık ve enerjidir.

Bir başka deyişle baklavadan, elmadan ya da karabuğdaydan

aynı kalori değeri miktarında alsanız bile vücudunuz bu

yiyecekleri aynı işlemlerden geçirmez. Aynı zamanda bu

kalorilerin yakılmasıyla ortaya çıkan atık ürünler ve vücudunuzda

ortaya çıkan sonuçlarının da birbirinden farklı

olduğu artık kanıtlanmıştır.